Kara Surları
Tarihçesi
Günümüzde Avrupa’nın ayakta kalan en uzun ve en eski savunma sistemi olan “Kara Surları”, 7.2 kilometre boyunca uzanıp Tarihi Yarımada’yı şehrin batı yönünde sınırlar. 5. yüzyılın ilk çeyreğine tarihlenen Kara Surları, kendi içinde “Theodosius Surları” ve “Vlaherna Surları” olmak üzere iki ana bölüme ayrılır. Kara Surları’nın yaklaşık 5.7 kilometrelik kısmını Theodosius Surları oluşturur. İstanbul’un ilk surunun tarihi, Byzantion’un efsanevi kurucusu Byzas’a yani M.Ö. 7. yüzyıla uzanmaktadır. Bu surun, yüksek ihtimalle günümüzde Topkapı Sarayı’nı kuşatan “Sur-u Sultani” ile aynı bölgede olduğu düşünülmektedir. İkinci surun ise Doğu Roma İmparatorluğu’nun kurucusu ve şehre adını veren I. Constantinus tarafından yeni kurulan başkenti tehlikelerden korumak üzere inşa ettirilen, Haliç’ten Çemberlitaş civarına, oradan da Marmara Denizi’ne ulaşan sur olduğu düşünülmektedir. Günümüze ulaşan Kara Surları ise İmparator Theodosius Dönemi’nde (408-450) inşa edilmiştir. Theodosius Surları boyunca Marmara kıyısından itibaren Altınkapı (Porta Aurea), Belgradkapı (Porta Ksylıkerpos), Silivrikapı (Porta Pege), Mevlanakapı (Porta Polyandrion), Topkapı (Porta Romanos), Örülükapı (Porta Pempton; Sulukule)ve Edirnekapı (Porta Kharsios) olmak üzere çeşitli kapılar yer almaktadır.
Mevlanakapı
Mevlanakapı Caddesi üzerinde yer alan Mevlanakapı, II. Theodosius Dönemi’nde Kara Surları ile birlikte inşa edilmiştir. Doğu Roma’da “Rhegium” ya da “Rhegion” olarak anılan kapının, günümüzde Küçükçekmece ilçesi sınırları içinde yer alan “Rhegion” adlı bölgeye giden yol üzerinde bulunması sebebiyle bu adı aldığı bilinmektedir. İnşasında o dönem Doğu Roma’da bulunan gruplardan biri olan “Kırmızıların” (Roussou) çalışmasından veya bu kapının güvenliğini sağlamalarından dolayı bu kapıya ilk zamanlar Roussou Kapı (Kırmızıların Kapısı) denmiştir. 1597’de bugünkü “Merkez Efendi Tekkesi”nin bulunduğu yerin civarında “Yenikapı Mevlevihanesi” kurulduktan sonra bölge Mevlevilik için önemli bir merkez haline gelmiş, kapının ismi de Mevlanakapı olarak değişmiştir. İBB Miras tarafından Mevlanakapı ve çevresinde 2000 m2 alan kazandırılarak Mevlanakapı Ziyaretçi Merkezi olarak ziyarete açılmıştır.
Silivrikapı
Belgradkapı ile Mevlanakapı arasında 35. ve 36. ön sur kuleleri arasındaki ön sur duvarı içinde, Silivrikapı Caddesi üzerinde bulunan Silivrikapı, ismini Silivri’ye giden yol üzerinde olması sebebiyle İstanbul’un Silivri ilçesinden almaktadır. Silivri ismi, Osmanlı öncesi döneme ait olup, “Selymbria” adının Türkçeleşmiş halidir. Silivrikapı’nın kaynaklarda geçen bir diğer adı da Pege Kapısı’dır. Günümüzde yaya ve araç trafiğine açık olan Silivrikapı’nın farklı noktalarında kitabeler yer almaktadır. Kapının Hadım İbrahim Paşa Külliyesi’ne bakan cephesindeki dikdörtgen mermer kitabe M. 1438 tarihlidir. Restorasyon uygulamaları ve çevre düzenlemesi çalışmaları tamamlanarak ziyarete açılmıştır.
Silivrikapı Hipojesi
Silivrikapı Hipojesi, Silivrikapı’nın kuzeyinde, ön sur ile ana sur arasında yer almaktadır. Geç Roma-Erken Doğu Roma Dönemi’ne (4. – 5. yüzyıl) tarihlenen hipoje mimari özellikleri ile önemli bir örnektir. 1988 yılında yapılan Kara Surları restorasyonu sırasında bulunan hipojenin aristokrat bir aile mezarı olduğu düşünülmektedir.
Belgradkapı
Doğu Roma kaynaklarında Xylokerkos Kapısı olarak adlandırılmaktadır. Kara Surları ile birlikte II. Theodosius (M.S. 408-450) döneminde inşa edildiği düşünülmektedir. 12. yüzyılda örülerek kapatıldığı bilinen Belgradkapı “Kapalı Kapı” diye de anılmaktadır. Yakınında Rum Hastanesi’nin yapılmasından sonra ulaşımın kolaylaşma için 1886 yılında yeniden açıldığı bilinmektedir. Restorasyon çalışmalarının ardından yeniden işlevlendirilen Belgradkapı atölyeler, söyleşiler, konserler gibi çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapmaktadır.
Yıllardır kaderine terk edilen Kara Surları’nda tetikleyici bir hamle başlatan İBB Miras; kent sakinlerinin, Mermer Kule’den Haliç’e kadar kesintisiz bir şekilde İstanbul’un tarihini ve kentsel katmanlarını hissedebildiği ziyaretçi merkezleriyle bir turizm odağı olacak yeni yaşam alanları oluşturmak için çalışmalarını sürdürüyor. Bu bağlamda Kara Surları’nın suriçi bölgesinde binlerce ton çöp, moloz temizlenerek sur hattının özgün kotu ortaya çıkarıldı. Sur kapıları ve çevresi, beton ve asfalttan arındırılarak tarihi dokuya uygun çevre düzenlemesiyle konserlere, söyleşilere, film gösterimleri gibi etkinliklere ev sahipliği yapacak yaşam alanlarına dönüştürüldü. İBB Miras tarafından Kara Surları’nda sürdürülen çalışmalar Marmara Surları ve Haliç Surları’yla birlikte 22 kilometre boyunca kesintisiz devam ederek İstanbul Surları’nı kültür sanat ve yaşamla buluşturacak.