Kadıköy İskelesi
Yapının Tarihçesi ve Mimarisi
Eski Kadıköy İskelesi, III. Mustafa tarafından yaptırılmış olan İskele Camii’nin hizasında bulunan uzun ahşap bir iskeleydi. 1908 yılında Haydarpaşa Garı’nın inşası esnasında sahil doldurulmuş, iskele geride kaldığından yeni bir iskele binasına ihtiyaç duyulmuştur.
“Eski İskele” olarak da bilinen Kadıköy İskelesi Rıhtım Caddesi üzerinde Eski Kadıköy Şehremaneti (Belediye Binası) karşısında yer almaktadır. Kadıköy İskelesi’nden Beşiktaş ve Adalara giden vapurlar kalkmaktadır. İskele yanaşma yerinin uzunluğu 35.6, iskelenin denizden yüksekliği 1.4, iskele önünün derinliği ise 3.8 metredir. İskele 370 m2’lik bir alanı kaplamaktadır.
1926 tarihinde inşa edilen Kadıköy İskelesi Birinci Ulusal Mimarlık dönemi yapısıdır. Mimar Vedad Tek, Seyr-i Sefain Acente Binası, Moda İskelesi, Haydarpaşa İskelesi ile birlikte Kadıköy İskelesi’nin de projesini hazırlamış ancak bu proje uygulanmamıştır. Dolayısıyla Kadıköy İskelesi’nin mimarı bilinmemektedir.
Dikdörtgen plân şemasındaki iskele binası iki katlıdır ve kırma çatıyla örtülüdür. Yapı dışta yığma, içte betonarme strüktüre sahiptir. İskelenin dört cephesi de özenerek yapılmış olup en ihtimam gösterilen cephesi deniz tarafındaki cephedir. Deniz ve kara cepheleri ile yan cepheler kendi içlerinde simetrik olarak düzenlenmiştir. Ön ve arka cephelerin alt katı ortada üçlü yanlarda birer sivri kemerli giriş açıklıkları, üst katlar ortada ve yanlarda sivri kemerli üçlü pencere düzenlemesine sahiptir. Pencere ve kapı söveleri tuğla ve taş malzemeden olup, doğramalar ahşaptır. İskelenin denize bakan cephesi ve yan cephelerinde sivri kemerlerin birbirine bağlanmasıyla oluşturulan revaklı kısım, revakların üst kısmında ise birbirinden bağımsız balkonlar bulunmaktadır. Balkon korkulukları içlerinde sekiz köşeli yıldızlar olan kare panolarla hareketlendirilmiştir. Deniz cephesinde revaklı kısmı iki yandan sınırlayan kuleler soğan kubbelerle örtülüdür.
Yapının deniz cephesinde ortadaki kemerin üst kısmında balkon korkuluğu üzerindeki mermer dikdörtgen panoda “Kadıköy 1926” yazısı okunmaktadır. Yatay mimari formundaki yapının ilk katı üç bölümlü olup; ortadaki salon ve yandaki birimlerden biri bekleme salonu, diğeri çalışanlara ayrılmıştır. İskelenin ikinci katında biri büyük üç salon ile dört oda bulunmaktadır.
Kadıköy İskelesi zaman içerisinde çeşitli onarımlar geçirmiş; alt kat planı, denize bakan cephe ile yan cepheler ve örtü sistemi özgünlüğünü kaybetmiştir. 1959 yılında yapılan onarımda yapının deniz tarafındaki revakları iki yandan doldurularak ortadan kaldırılmış, üst kat balkonu yolcu salonunu genişletmek maksadıyla kapatılarak cepheyi boydan boya uzanan bir balkona dönüştürülmüş ve kuleleri örten soğan kubbeler kaldırılarak kuleler de görünümünü yitirmiştir. 1984-86 arası gerçekleşen onarımda kara tarafındaki cepheyi kapatan turnikelerin kaldırıldığı, doğramaların yeniden yapıldığı ve iskelenin özgün haline döndürülmeye çalışıldığı bilinmektedir. Yapının üst katı 1989 yılından itibaren emekli denizcilerin lokali olarak kullanılmıştır. 1995 yılındaki üçüncü onarımda yapının taşıyıcı kolonlarının etrafına çelik konstrüksiyonla sağlamlaştırma yapılmıştır.
Kadıköy İskelesi’nin inşa edildiği dönem sanat tarihinde Birinci Ulusal Mimarlık Dönemi olarak kabul edilmektedir. Milli Mimari, Milli Mimari Rönesansı ve Neo-Klasik Üslup olarak da adlandırılan bu dönem 1908-30 yılları arasına tarihlendirilmektedir. Dönemin en önemli eğitim kurumları olan Sanâyi-i Nefîse Mektebi ile Mühendis Mektebi’nden yetişen mimarlar ulusal mimarlık akımına bağlı kalmışlardır. Bu akım az sayıda mimarla temsil edilmiştir: Mimar Vedat, Mimar Kemalettin Bey, Muzaffer Bey, Julia Mongeri ve Arif Hikmet Koyunoğlu…
Birinci Ulusal Mimarlık Dönemi’nde postahaneler, kaymakamlıklar, istasyonlar, ticari yapılar, apartmanlar ve iskeleler inşa edilmiştir. Bu dönem yapıları plan ve tasarım olarak batılı tarzda iken mimari ve süsleme açısından Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinin özelliklerini yansıtarak milli bir karakter taşırlar. Cephe tasarımı ulusal mimarlık dönemi yapılarının en önemli unsuru olup, girişlere özel önem verilmiştir. Selçuklu ve Osmanlı dönemi kemer biçimleri, mermer sütunlar, çini panolar cephelerde dikkati çeker. Osmanlı dönemi çini motifleri Kütahya çini atölyelerinde yeniden ele alınmış ve cephelere yerleştirilmiştir. Bu dönem yapılarında bazen girişler bazen de köşelere kubbeler yerleştirilerek anıtsal tasarım vurgulanmıştır. Cephelerde yer alan çıkmalar da bu dönem yapılarının bir özelliğidir.
Kadıköy İskelesi de simetrik cephe düzenlemesi, cepheleri vurgulayan kemer formları, Osmanlı motifleriyle bezeli tavan süslemeleri ve çini sanatı örnekleriyle Birinci Ulusal Mimarlık Dönemi’nin genel özelliklerini taşımaktadır.
Yapıda İBB Miras Uygulamaları
Zaman içerisinde birçok kez onarım gören, zamanla özgün dokusu tahribata uğrasa da günümüze ulaşmayı başaran Kadıköy İskelesi, uzun bir aradan sonra İBB Miras’ın özenli koruma anlayışıyla buluştu. 2022-2023 yılları arasında uygulanan bakım, onarım ve yeniden işlevlendirme projesi ile yapının mevcut tüm özgün detayları koruma altına alınırken iç mekânı kafe, kütüphane ve kültür-sanat programlarına entegre olacak şekilde çağdaş bir yorumla düzenlendi.
İBB Miras vizyonu ile Kadıköy İskele Kütüphanesi’ne dönüşen tarihî iskele, yeni dönemde binlerce kitaptan oluşan seçkisi güncel etkinlikleri ve Vapur Kafe’siyle de kent sakinlerini ağırlayacak. İstanbullular için bir bekleme durağının ötesine geçmesi amaçlanan Kadıköy İskelesi, yeni yolculuklarla yepyeni tanıklıklara sahne olmayı sürdürecek.